Basına ve Kamuoyuna

İNSANLIK TARİHİ İNSANLARIN BİRBİRLERİYLE MÜCADELE TARİHİDİR:

İnsanlık tarihinin, “var olma, etkin olma, etkinlik sahasını genişletme, güç odaklı yapılara ulaşma, bireysel ve toplumsal düzeyde organize olma, devletleşme, sivilleşme, hak ve özgürlük kuralları geliştirme ve yaygınlaştırma ekseninde” seyrettiğinde şüphe yoktur.

HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASI İSTİSNAİ OLMALIDIR:

Bugün gelinen noktada ise, anayasalar başta olmak üzere, temel haklar, sosyal, siyasal haklar, sağlık ve eğitim hakları, özel yaşam gizliliği, adalet hakları başlıca haklardır, bu haklar vazgeçilemez nitelikte olduklarından, istisnai hallerde kesintiye uğramaları söz konusudur.

Ancak, istisnai olarak ileri sürülen sebeplerin de, hukuken denetlenebilir, yargı denetimine açık, sosyal ve siyasal mekanizmalar tarafından (siyasi organizasyonlar ve sivil toplum tarafından) fikri takibi yapılabilir, başka deyişle somut sebepler olmaları gerekir. Bu anlamda, soyut ve geçici sebeplerle hak ve özgürlükler askıya alınamaz, yargı denetimi dışına taşmalarına yol açılamaz.

Elbette kamu güvenliğinin tesisi kalıcı değerdedir. Kamu güvenliği, bireyin güvenliği veya hukuki güvenlik meseleleri de toplumların demokratikleşmesi, kalkınması adına önem taşımaktadır. Bu önem, hayatın demokratikleşmesi, sivil toplum organizasyonlarının kalıcı hale getirilmesi alanlarında gerekliliktir. Buna rağmen, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması kamu güvenliğini tesis etmek adına bir gereklilik arz eden hallerde dahi, kısıtlama, Anayasanın 13. maddesindeki düzenlemeye aykırı olamaz: “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”

10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜNÜN GÜNDEMİ YOĞUNDUR:

Tutukluluk kararlarının, katalog suç kavramı başlığı altında, otomatik değerlendirmeye tabi tutulması, masumiyet karinesinin (suçu işlediği mahkeme kararı ile ispatlanana kadar şüphelinin masum sayılmasına ilişkin ilke) akamete uğramasının birçok örneğinin (tutuklama, gözaltına alma, el koyma kararlarının uygulamalarında görülen aksamalar) yaşanıyor olunması, yargı işleyişinde bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerinin güçlendirilmesine yönelik uygulamalara yer ve hız verilmesi gereği, terörle mücadelede etkili ve kapsamlı mücadele gerekliliğinin hukuk ekseninde gerçekleşmesi beklentisinin karşılanması, avukatların yargı erki içindeki konum ve etkinliklerinin, adliye bürokrasisi tarafından “artık” kabul edilmesi gerekliliği, basın özgürlüğü, fikir hürriyeti, toplanma ve gösteri yürüyüşü yapma hakkının “huzur ve sükunu bozma eğilimine yönelik olduğu yönündeki ön kabullerin kırılması”, hak ve özgürlüklere bürokratik değil; hukuki bakma zorunluluğunun uygulamalarda temellenmesi, eleştiri hakkının kapsam ve değerinin genişletilmesi, şüpheli ve sanık haklarının, “savunma hakkı” ekseninde asli değer kabul edilmesi yanında, mağdur haklarının da kalıcı bir mekanizmaya kavuşturulması, hak ve özgürlüklerin icrasında (genişletici yorumun, hak ve özgürlükler lehine bakışların kural sayılması tercihinin yaygınlaşması) pozitif ayrımcılığın sağlanması, 10 Aralık İnsan Hakları gününün başlıca gündemleridir.

Bu gündem başlıklarını ulusal ve bölgesel düzlemde artırmak ve çeşitlendirmek mümkündür. Ve artık, sorunların giderilmesi konusunda, “ çözüm odaklı ve katılımcı bir anlayışla, hukukun üstünlüğü ilkesi ve hukuk bilimi öncülüğünde” sonuca ulaşmakta kaçınılmaz fayda ve zorunluluk vardır. Yeni anayasayı beklemeksizin de bu çabalara ulaşmak mümkündür.

ETKİN BİR “İNSAN HAKLARI VE ÖZGÜRLÜKLERİ ÇALIŞMALARI DÖNEMİNE” GİRMEKTEYİZ:

Zonguldak Barosu olarak, insan hak ve özgürlüklerin temellendirilmesi, hayatın demokratikleşmesi, sivil toplumun gelişmesi, şeffaflık ve yönetişim ilkelerinin çevre, imar, idari uygulama ve kararlara egemen olması, Gerçek Hukuk Devleti ilkelerinin, idari ve yargı işlem ve kararlara hakim olması, hesap verilebilirliğin her kademede sağlanması adına, hak ihlallerine yönelik tespit ve hak savunabilirliği adına, halkımıza yönelik çalışmalarda bulunacak; “Hak Hakemliği Mekanizması” kurulması ve İnsan Hakları İzleme ve Raporlama Kurulu faaliyetleri çalışmalarına hız vereceğimizi belirtiyoruz.

Ayrıca, yıl sonuna doğru kapsamlı bir İnsan Hakları Raporunun da Baromuz tarafından yayınlanacağını da ifade ediyoruz.

Sorunların giderildiği günler diliyoruz.

 

Zonguldak Barosu Yönetim Kurulu