Ekonomik olarak ölüyoruz diyecekken, gerçekten ölüyoruz….
Biliyoruz ki, başımız sağ olmayacak.
Ekonomik güvenliğimizin olmadığını haykıracak olduğumuz bugün, malesef yine can güvenliğimizin olmadığını haykırmak zorunda kalıyoruz. Her gün ölüyor, her gün saldırıya uğruyoruz
Dün istanbul bakırköy’de bir meslektaşımızı, alçakça sıkılan kurşunlara kurban verdik. Av. Servet bakırtaş sadece ve yalnız avukatlık yaptığı için öldürüldü. Avukatı müvekkili ile özdeşleştiren sapkın zihniyet, silahtan aldığı güçle, ölüm kustu.
Edindiğimiz bilgiye göre, yaralama suçu nedeniyle mahkum olup cezaevinden yeni çıkan ve kendisine karşı açılan tazminat davasının geri çekilmesini isteyen,
Ancak bu talebi reddedilince tehditlere başlayan katil zanlısının önce meslektaşımızı sonra da dava açan müvekkili öldürdüğü anlaşılmaktadır.
Bu ve benzeri gerekçelerle gerçekleşen avukat ölümleri ya da saldırılar, mesleğimizi yaparken hangi tehditleri taşıdığımızdan ötede, bu tehditleri yaratan toplumsal bakışı da anlatmaktadır.
Avukatın rolünü ve yaptığı işi kavramaktan uzak bir zihin yapısının, giderek onu taraf konumuna sürüklemesi, kelimenin tam anlamıyla bir ilkelliktir.
Bir mesleğin “ölümü göze alarak” sürdürülmesi, sürdürenler için ne denli onur vesilesi olsa da, o toplumun bir kesimi için utançtır..
Artık bildiriler yazmak, yaslar tutmaktan bıktık. Sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapislere mahkum edilmeleri acımızı hafifletmiyor artık…
Her bir avukat ölümünün bir “toplumsal ders” olmasını bekleyip, bu zavallı yaratıklara bir şeyler anlatmasını beklerken çoğalan ölümler, bizden bir parça daha koparmaya devam ediyor.
Oysa biz adaletin tecellisi için yapıyoruz bu mesleği… savunma olmazsa, “olmaz yargılama” diyoruz. Öylesine kutsiyet yüklüyoruz ki mesleğimize, şimdi bir özel müdafii olmazsa, bu katil zanlısını da “bir avukat” savunacak.
Biliyoruz ki, başımız sağ olmayacak bizim…
Dilenen sabırların sırasız avukat ölümlerine yararı olmayacak.
Avukat servet bakırtaş ile birlikte verdiğimiz can, taşan sabrımızın durdurduğu son yürek olmayacak.
Duruncaya kadar hukuk adına, durduruluncaya kadar adalet adına atan servet bakırtaş’ın yüreği, şimdi bizde atacak.
Kamusal hizmet veren bir mesleğin mensupları olarak av. Servet bakırtaş’ı düşünce dünyamızda şehit olarak yaşatacağız.
Sözün bittiği yerdeyiz.
Yine de önce ailesine sonra da bütün meslektaşlarımıza, başsağlığı diliyoruz. Meslektaşımıza allahtan rahmet diliyoruz.
Yine aynı şekilde , canımızı emanet ettiğimiz, ancak onlarında can güvenliği olmayan değerli sağlık çalışanlarımızı da buradan anmak istiyorum. Dün görevi başında öldürülen doktor ekrem karakaya’nın görevini yaparken öldürülmesi de kabul edilemez.
Giderlerse gitsinler denilen ancak gitmeyen doktorlarlarımız öldürülüyor. Muayene olacak bir doktor bulamazken şu an insanların sağlık sistemi nedeniyle buldukları doktorları öldürdüğü bir zamana geldik.
Tek suçlu katiller değil…
Avukatların, doktorların öldürülmesinde; tedbir almayan siyasetçiler , idareciler ve şiddeti besleyenler sorumludur.
Biz avukatlar bizce hak için, adalet için , masum için, mazlum için, çevre için, sokakta aç ve çaresiz kalmış hayvan ama ille de insan için mücadele ediyoruz.
Ölmez sağ kalırsak eğer etmeye de devam edeceğiz.
Bırakın yaşayalım.
Yaşayalım ki yaşatalım adaleti.