1930’lu yıllarda Latin Avrupa’da kadın hakları konusu tam tersi doğrultuda ilerlerken; Türkiye kadına seçme seçilme hakkı tanıyarak Latin Avrupa’ya fark atacaktı!
Feminist Hareket, I. Dünya Savaşı sonunda bazı ülkelerde siyasi hakların elde edilmesiyle kısmen hedefine ulaşmış ve 1920’li yıllarda hızını yitirmişti. Ardından Nasyonal Sosyalizm feministlere büyük darbe indirecekti. Nasyonal Sosyalist ideoloji “erkeklik” “yiğitlik” “savaşkan bir millet” anlayışı üzerine kuruluydu. Bu açıdan kadına mesafeliydi. Kadın-erkek eşitliğini göz ardı ediyor ve kadının yaşamını biyolojik ve ailevi işlevlerle sınırlandırıyordu. Kentleşme ve Modernizme karşı tavır koyan Nasyonal Sosyalist ideoloji için ideal kadın; çocuk üreten, mutfağı mesken edinen, evine sahip çıkan kadındı. Siyaset kadın için düşünülemezdi…
Türkiye’de ise kadının konumu çok farklı bir çizgi izliyordu. 1934’ün sonbaharında Yedi Gün Muhabiri Naci Sadullah’ın Kadınlar Birliği’nde yaptığı söyleşide Latife Bekir Hanım kadınların en büyük isteklerinden birinin erkeklerle “MÜSAVİ HAKLARA” sahip olmak olduğunu söylüyordu. Bu alanda önemli adımlar atılmıştı. “Henüz erişemediğiniz istekleriniz nelerdir?”sorusuna ise “MEBUS OLMAK!” yanıtını vereceklerdir. O günlerde birçok yurttaş için kadınların oy kullanması garip ve gülünçtü. Tıpkı Cumhuriyetin birçok devrimi gibi kadının oy kullanması, seçme seçilme hakkına sahip olması garipseniyordu.
Cumhuriyet Türkiyesi kadınlardan yanaydı!
Medeni Kanun ve laikleşen ülke bunun somut kanıtlarıydı. Üniversitelerin kapısı kadına açılmış hemen her iş kolu kadına istihdam sağlar olmuştu. Kadının siyasal hakları er geç gündeme gelecekti. Mustafa Kemal bir konuda bu konuda ideal kadın yaratmaktan yanaydı. Topluma örnek olacak modelini 1930’lu yıllarda manevi kızı Afet Hanım üstelenecekti. Onu Dame de Sion’de okutmuş, Fransızca öğrenmesini sağlamış, sosyoloji ve antropoloji üzerine eğitimler aldırtmıştı. Afet Hanım’a 22 yaşındayken Türkiye’de uzun yıllar okutulacak olan Yurt Bilgisi ve Vatandaşlık Kitapları hazırlatacaktı. 22 yaşındayken 1930 yılında yayımlayacağı beş ciltlik Yurt Bilgisi Notlarımdan başlıklı dizide yer alan kitaplarından biri “İntihap” adlı çalışmasıydı. Kitabın kapağı özel bir anlam ifade ediyor, bir kadın erkeklerin önünde oy kullanıyordu. O tarihlerde henüz Türkiye’de kadınlara seçme seçilme hakkı verilmemişti. Kitap basitleştirilmiş bir anayasa kitabı sayılabilirdi. Birçok konu işlendikten sonra seçim sistemimize geçiliyordu.

Afet Hanım’a göre “İntihap hem vazife hem de haktı”. Genel nitelikte iş bölümü fikri görülüyor ve son olarak kadın haklarına yer veriliyordu. Demokrat Türkiye Cumhuriyetinin Kadın Hakları konusundaki tutumu tüm dünyaya örnek olması bakımından önemliydi. Kadının siyasal alana giriş süreci 3 Nisan 1930 günü başlamıştı. Atatürk yeni bir yurttaş kimliği oluştururken Afet Hanım’ı her zaman örnek kişi olarak öne sürdü. Düzenlenen toplantılarda kadın sorunlarının dinlenmesi için onun da katılımını sağladı. Türk tarih tezi yazılırken Afet Hanım ön sayfada yer aldı. 1932 Türk Tarih Kongresinde konuşmasına yer verildi.
1934 yılında Malatya Milletvekili İsmet İnönü ve 191 arkadaşının verdikleri bir Anayasa Değişikliği Teklifi ile kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı. 1 Mart 1935’ te toplanan beşinci dönem TBMM’de 18 kadın milletvekili yer aldı. Tüm bu hazırlık aşamaları ve kadını ön plana çıkarma çalışmaları büyük bir başarının mimarı olan Ulu Önderin ileri görüşlülüğünü ve kadına verdiği değeri gösterir nitelikledir. İnsanlık tarihinde hiçbir hak kolay elde edilmediği gibi kadın hakları konusu, onların bu konudaki mücadeleleri alkışa layıktır.
KAZANILAN HAKLAR VE VERİLEN MÜCADELELER YOLUMUZA IŞIK OLMALI, HAKLI MÜCADELEMİZ HER ZAMAN KADINLAR İÇİN DEVAM ETMELİDİR!

Hazırlayan: Av. YAĞMUR ODABAŞ
Kaynakça : Türkiye’de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm (1908-1935), Tarih Vakfı Yurt Yayınları-2014 İstanbul, ZAFER TOPRAK
ZONGULDAK BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONU