5 Nisan Avukatlar Günü Kutlandı.

Basın yayın kuruluşlarının değerli temsilcileri, çok değerli meslektaşlarım hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum

Bugün bir anma değil dayanışma günüdür. Yaşam sorunları çözerek devam edilen bir serüvendir, yenilerinin çıkması da değişimin sonucudur. Bizde bu evrensel kurala tabiyiz. çözülme aşamasında olanlar var çözümsüzlükler var hayat devam ediyor böylede olmaya devam edecek

Sözlerime bizim sorunumuz olan bir müjde ile başlamayı çok arzu ederdim baromuzun bina sorunu. TBB nin tüm yöneticileri söz verdiler, birlikte açmayı arzu ettiklerini ifade ettiler. Bir sonraki avukatlar gününde sorunu çözmüş olmayı umut ediyorum.

Öncelikle beş yıl içinde 123 bin olan avukat sayısının nüfus artış hızı ve ekonomik kalkınma ile orantısız biçimde beş yıl içinde 200 bine çıkacak olması, üniversite giriş sınavında 140 ne girenlerin hukuk fakültelerine kabulü sınırının 190 bin olarak genişletilmesi, mesleğe kabulde sınavın getirilmemesi, meslek alanımızın arabuluculuk, uzlaşma ve CMK avukatlığı, hukukçu olmayan yargıç, avukat olmayan savunucu, hukukçu olmayan bilirkişilik gibi uygulamalar mesleğimizin uygulama alanlarını daraltmıştır. YILKI AVUKATLAR DİYE BİR KAVRAM TÜREMİŞTİR.

Yargıya gelince liyakatin terk edilmesi ve kadrolaşmanın yarattığı FETÖ yapılanması nedeniyle oluşan sorunlar en fazla bizleri ilgilendirmekte ve yansımaktadır. YARGIDAKİ TEMEL ÇATIŞMA Avukatlık kanununu 58.md.sine aykırı şekilde duruşmada avukat tutuklama ,İstanbul 37.ağır ceza mahkemesinde 17 avukatı  tahliye sonrası tekrar tutuklama ,aynı avukatların adil yargılanma hakları ihlal edilerek yargılanıp cezalandırılmaları kısaca ilişkilerde sıklıkla yaşanan uygulama noksanlıkları çatışma nedeni olarak yansımaktadır.Yine meslektaşlarımızın kollukta ,halkımız tarafından son olarak ta  şaka gibi fakat gerçek olan yargıçlar tarafından şiddet uygulanması da sorunlarımız arasına girmiştir. Değerli meslektaşlarım henüz soruşturmada dosya inceleme dahi net bir çözüme kavuşturulamamıştır.  Bundan böyle şüpheli yakınından alınacak dilekçe ve eklenecek kimlik fotokopisi ile incelenebilmesi şeklinde bir çözüm getirilmiştir.

Avukatlar hiçbir yerden hiçbir şekilde desteklenmemektedir. Örneğin bir grup memura 3600 gösterge getirilirken, beyaz eşyada otomobilde ÖTV ve KDV oranları düşürülürken yine iş adamlarına yatırım teşviki ,girişimcilere kredi desteği,kobilere,çifçilere geri ödemesiz kredi desteği  vergi indirimi SSK prim muafiyeti uygulanırken bizim 1000 T.L  emekli maaşı ile geçinmeye mecbur bırakılan meslektaşlarımız için bu konuda da iyileştirme düşünülmelidir.

Biz avukatlar bu görevlerin ifasında HÜKÜMETLERE rahatsızlık veriyor olabiliriz. İktidarlar ,hükümetler AVUKATLARA HEP UZAK DURABİLİRLER.SİYASET HERGÜN YARGIYI,SAVUNMAYI KONUŞURKEN BİZİM SİYASETİ  yasal görevimiz içinde olan bu konuları KONUŞMAMAMIZ KABUL EDİLEMEZ

Yapılan uzun görüşmeler ve çalışmalarla hazırlanan yargı stratejileri belgesine giren KDV nin indirilmesi CMK da KDV alınmaması, esasen Havana Kuralları 16.maddesinde var olan serbest dolaşım hakkımızın yeşil pasaportun belli kıdemdeki avukatlara verilmesi, devlet sınavıdır.

SAVUNMANIN ŞEKLEN VAROLDUĞU BİR YARGIYI ASLA KABUL EDEMEYİZ Yargı bağımsızlığının en önemli unsurlarından birisi, bağımsız savunmadır. Bağımsız yargı bağımsız savunma devletin talimatlarından bağımsızlığı ifade eder Hukukun üstünlüğünü insan hakları-yasal görevimiz insan hakları-eşitlik özgürlüğü feda edemeyiz.

Savunma hakkının kısıtlandığı ve baskı altına alındığı bir yargının, bağımsız olduğundan söz edilemez. Rejimi ne olursa olsun, bütün devletlerde uyuşmazlıkları çözmek üzere kurulmuş mahkemeler vardır. Fakat; sadece demokratik hukuk devletlerinde, etkin ve yargının kurucu unsuru niteliğini taşıyan bağımsız savunmadan söz edilebilir. Etkin ve bağımsız savunmanın olmadığı rejimlerde, tarafsız ve bağımsız mahkemelerden de bahsetmek mümkün değildir. Bu bağlamda, savunma görevini üstlenen meslektaşlarımızın yargılamaya konu suç ve şüphelilerle özdeşleştirilmeden, savunma görevini özgürce yapmaları, her türlü tehdit, baskı ve saldırılardan korunması, gerçek anlamda adaletin ortaya çıkması için vazgeçilmez bir gerekliliktir. Bu nedenle; soruşturma ve kovuşturmalarda avukatları zayıf düşürecek, savunma görevinde endişeye sevk edecek ve savunma görevinin gereği gibi yerine getirilmesine engel olacak hukuka aykırı uygulamalardan kaçınılması gerekmektedir. Geride bıraktığımız yıllar, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlenmesi bir yana, güçlendirecek ilkeler terk edilmiştir geçtiğimiz yıllar hak ihlallerinin doruğa ulaştığı OHAL-KHK liyakatin kadrolaşma uğruna terk edildiği yıllar olarak anılacaktır. Başta anayasa mahkemesi olmak üzere sulh ceza mahkemeleri ve uygulamaları unutulmaz adaletsizlik ve hak ihlalleri barındırmaktadır. Kanunilik-masumiyet ilkeleri ve Kadrolaşma uğruna liyakat terk edilmiştir.

Temel hak ve özgürlüklerin korunması ve güvence altına alınmasını öngören hukuk devletinin, en önemli kurumlarından birisi de, “adil yargılanma hakkı” dır. Bu hakkın uygulanması, korunması, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, bağımsız mahkemelerin, tarafsız ve donanımlı yargıçların, insan haklarına saygılı, sanığın aleyhine olduğu kadar, lehine olan delilleri de toplamak suretiyle gerçeğin ortaya çıkmasına, adaletin gerçekleşmesine katkı yapacak bilgili, cesur ve sorumlu savcıların ve yine; aynı niteliklere sahip ve aynı zamanda bağımsız avukatların varlığına bağlıdır Bunları dile getirmek bizim olmazsa olmazımız görevimizin gereğidir.

Zonguldak barosu olarak Atatürk ilke ve devrimlerine sadakatten, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını, hukukun evrensel ilke ve kurallarını savunmaktan ödün vermeyeceğimizi bir kez daha tekrarlıyor, avukatlar gününüzü kutluyor saygılar sunuyorum.

 

Av.Özel EROĞLU

Zonguldak Barosu Başkanı