Değerli meslektaşlarım değerli basın mensupları sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamı pandeminin etkileri altında geçen yılı mesleğimiz ve memleketimiz için genel olarak değerlendirerek sürdürmek istiyorum.
Geçtiğimiz avukatlar gününden bugüne genel anlamda kayıp bir yıl oldu.
Bu dönemde bütün halkımız ve meslektaşlarımız büyük maddi kayba uğradı.yaşamını idamede zorlandı en büyük yıkımı da genç meslektaşlarımız yaşadı. İnsan onuru ile bağdaşmayacak yeter miktar artırılamayan CMK ücretleri,çok seyrek sıra gelen adli yardımlarla yaşamını idame ettirdi. Emeklilerimiz en düşük seviyede reva görülen emekli aylığı ile yarı aç yarı tok yaşamını sürdürdü. Diğer meslektaşlarımız ve tüm çalışanlarda maddi ve manevi olarak büyük zarar gördü Toplumsal şiddet, kadına sağlıkçılara adliyelerde meslektaşlarımıza karşı sözel şiddet ve çocuk istismarları bütün toplum kesimlerinde yine artarak devam etti.2020 yılında kadın cinayeti işlenmeyen on iki ilden birinin Zonguldak olması sevindirici devamını diliyorum .
Kısmi iyileştirmelerde yaşandı. Basit yargılama, seri muhakeme ,bir kısım davada KDV nin %8 e düşürülmesi ,hukuk fakültelerine girişin 100 bin barajına çekilmesi,sınav yargı paketi,yargı eylem planları küçük iyileştirmeler sağlamakla birlikte sorunlara köklü çözüm üretemedi.
Bu dönemin en hatırlanır kalıcı mücadelesi avukatlık yasasında yapılmak istenen değişikliğe karşı yetmiş civarında baro ve temsilen başkanlarının gösterdiği eylemli direnç oldu.Bizim önerdiğimiz yürüyüş eylemlerin en ağırlıklı ve ses getiren eylemi oldu.Gerek yüzyüze gerek zumda yapılan sürekli toplantılar,polis engel ve kuşatması altıda eylemler dört ayı aşkın süre devam etti. Çoklu baronun baroların kuruluş varoluş felsefesi ile bağdaşmadığını bütün parti gruplarına bir grup baro başkanı anlattık. Adalet komisyonunda görüşümüzün alınması için meclis önünde, parlamentoda yasanın görüşmelerine kabul için Kuğulu Park’ta sabahladık. Görüşümüz sorulmadan yasa çıktı. Çoklu baro kabul edildi fakat beklenen olmadı ölü doğdu. Şu an sadece İstanbul ikinci baro kuruldu başkada kurulamıyor.
Halkımızı öncelikli gündemi pandemi, işsizlik, ekonomi ve işleyen demokrasi olduğu halde, bugünlerde birdenbire bir anayasa değişikliği gündeme geldi. Parti kongreleri yapılırken genel kurullarımızın yasaya aykırı olarak ertelendi, ertelenmeye de devam ediyor. Kısaca kadrolaşma, liyakat, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı ve kanunilik hakkı gibi konularda ihlallerin yine devam ettiği bir dönem oldu.
Bu bağlamda şunu ifade etmek isterim. Baroların bir avukat örgütü olmasına rağmen kuruluş amaçlarının en önemli kısmının topluma hizmet olduğu gerçeğinden hareketle Baroların Anayasanın 135. Md sinde düzenlenen kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğunun kabulü yeterli bir düzenleme değildir. Yapılması gereken Anayasa 138-160. Md.leri arasında yargı ve iddia düzenlenirken yargının kurucu unsuru barolar ve savunmanın düzenlenmesidir. Anayasa değişikliği tüm barolar ve TBB tarafından titizlikle takip edilmeli ve bu düzenleme kabul ettirilmelidir.
Bütün zorluklara rağmen avukatlar asla terbiye edilmiş savunma olmadı.Dün olduğu gibi yaşanan süreçte de Avukatlık kanununun 76-95-110. md.leri ile verilen hukukun üstünlüğü ,eşitlik, özgürlük ve adalet gibi insan haklarını ,ülkenin bölünmez bütünlüğünü,Atatürk ilke ve devrimlerini onurla savunmaya devam etti.
Biz böyle bir duruş sergilerken maalesef yargının diğer paydaşları yargı ve iddia dönüp bir gün bile yargının kurucu unsuru olarak savunmaya yargının paydaşı gibi bir yaklaşım sergileyemedi. Eleştirmeye kalkarsam çok şey söyleyecegim.1/3 nün Fetöden ihraç edilen, yargının güvenilirliğini %20 lerinde altına düşürenler , sanal fors ve imkanlarını korumak adına siyaset üstü olamadıkları gibi ,maalesef kanuna yakın yaşamlarında ,hukuka adalete yaklaşmak için yargının en önemli unsurunun savunma olduğu gerçeğini kabul edecek gerekli vicdani yaklaşımı hiçbir zaman gösteremediler.
Genel anlamda Zonguldak için kurulmasını arzu ettiğimiz BAM konusu 67 liler platformunca da sıcak gündem olarak dillendiriliyor. Görüşmelerde Ankara’ya 18 ilin bağlı olduğu bölünmenin gerekli olduğu yüklerinin çok ağır olduğu yakın çevremizdeki illerin bağlanabileceği ifade edildi. Konunun bundan sonrası için, mutlak siyasi desteğin devamlı takibinde olması gerekmektedir.
Yine toplu iken baroya ilişkin olarak rutin işlerimizi sürdürdüğümüzü, maalesef toplu etkinlik imkanımızın pandemi nedeniyle olamadığını, bu anlamda geçmişi özlediğimizi ifadeden sonra yer konusuna da kısaca değinmek isterim. Konu bugüne kadar para var, yer yok noktasında buraya kadar geldi. Yer konusunu aşmada hepimize görev düşüyor. Sözlerime son verirken sadece sizlere bu konuda bir müjdenin çok yakın olduğunu belirtmek isterim.
Bu duygu ve düşüncelerle yargının konuşan unsuru haksızlıklar önünde eğilmeyen, onurlu meslektaşlarıma sağlık ve mutluk diliyor Avukatlar günümüzü kutluyorum.
Özel Eroğlu
Zonguldak Barosu Başkanı