8 Mart 1857, kadınların Amerika’da bir tekstil atölyesinde ücret eşitsizliğini ve uzun çalışma saatlerini protesto etmek için başlattıkları eşitlik mücadelesinde, grev sırasında çıkan yangında hakları uğruna can verdikleri gündür. Bu olay dünyada yankı bulmuş ve emekçi kadınların eşitlik arayışları devam etmiştir.
8 Mart’lar, dünyada kadınların eşitlik ve özgürleşme mücadelesinin dile getirildiği ve emeğine, bedenine, kimliğine sahip çıkarak kadın sorunlarının örgütlü olarak bir kez daha duyurulduğu bir gün haline gelmiştir.
Yoksulluk, eşitsizlik ve sosyal adaletsizlik dünyada kadınları erkeklerden daha çok etkilemektedir. Halen tüm toplumlarda kadınlar daha az eğitim almakta, okuma yazma öğrenmeleri engellenmektedir. Türkiye’ de kadınlar siyasal hayatta ve gerek kamu gerekse özel işletmelerde yönetici olarak temsil edilmemektedir. Giderek artan sayıda kadın, eşi, eski eşi, partneri veya sevgilisi tarafından şiddet görmekte, sakat kalmakta ve öldürülmektedir.
Ülkemizde 8 Mart’la ilgili ilk toplantı 1921 yılında Ankara’da yapılmıştır. Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen ilk on yılda kadınlar Atatürk devrimleriyle başta eğitim, aile ve siyasette eşit haklara sahip olmuştur. Türk kadını Bağımsızlık Savaşında verdiği büyük mücadeleyle eşit yurttaş konumuna gelmeyi hak etmiştir.
Atatürk’ün bir ifade ettiği gibi: “Türk kadınına bu hakkın bir lütuf olarak verildiği kanaatinde değiliz. Kimse bu kanaatte olamaz. Bir memlekette ki, yurdun her tarafı istilâya uğradığı zaman, kadınlar ateş altında erkeklerle beraber omuz omuza çalışırlar, memleketin geri kalan kısmını korumak ve beslemek için tarlanın kara toprağından yiyecek çıkarmaya çalışırlar, elbette onların yurdun her köşesinde ve her tabakasında söz söylemeye hakları vardır..”.
Ancak, günümüzde yasalarda kadınlara eşit haklar tanınmış olmasına rağmen Türkiye’de kadınlara karşı ailede, eğitimde, istihdamda, siyasette ayrımcılık devam etmekte, kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, çocuk gelinler sorunlarına çözüm getirmek için özellikle son on yılda kararlı bir devlet politikası uygulanmamaktadır.
2017 yılının sadece Ocak ayında 38 kadın evliliğini veya ilişkisini sonlandırmak istediği için, kendi hayatına dair karar almak istediği için kocası veya yakın aile bireyi bir erkek tarafından katledilmiştir. Eşit hak mücadelesi için çıkmış olduğumuz yolda en temel hakkımız olan yaşama-hayatta kalma hakkımız için mücadele etmek zorunda kalmaktayız. Şiddetin, ayrımcılığın her türüne HAYIR diyoruz.
TÜBAKKOM olarak, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ilke ve devrimlerinin yol haritamız olduğu yineliyor, şiddetin olmadığı, özgürlüklerin kısıtlanmadığı, gerçek demokrasinin yaşandığı bir Türkiye umuduyla tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.
Zonguldak Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı
Av.Goncagül AVCI